2 Şubat 2016

Çocukluk

ile Celal Özdemir

Hayat bir resimden ibaret
Kiminin flu, kimininki net…

Biz çocukken;
Soğuk kış günlerinde,
Dışarıda karlar yağarken,
Kuzine sobalarımız yanardı.
Üstünde çayımız kaynarken,
Çaydanlığımız melodiler çalardı.

Bazen fırınında Patates,
Bazen de katmer vardı.
Kapağı açılınca fırının,
Mis gibi kokardı.

Aç kalan serçeler,
Pencereye gelirdi.
Bizden kalanlardan,
Onlar da nasiplenirdi.

Çayımızı içerken,
Lambalı radyomuzu açar,
Çocuk saatini,
Arkası yarını dinlerdik.
Kısa dalga dan;
Arabesk dinlemek için
Gelip giden yayından,
Neler, neler çekerdik.
Sonra çantamızı kapıp,
Okulumuza giderdik.

Akşamları radyo nöbetini;
Büyüklerimiz alırdı.
Ajans dinlemek için,
Dedem radyoya abanırdı.
Ninem türküleri dinler,
Gizli, gizli ağlardı.

Bizlerse ders bitince;
Tren,isim şehir, bilmece,
Beş taş oyunları oynardık.
Bazen de masallar anlatır,
Devlerden hep korkardık.

Sonra tanıştığımız;
Siyah beyaz televizyonlar,
Haidi,Bonanza Polyanna lar,
Cenk Koray ve Halit Kıvanç’lar,
Derken evlerine kapananlar.
Halen aklımda o eski zamanlar..

Böyle geçerdi günlerimiz.
Kapıları sonuna kadar açık,
kanatlı kapılı evlerimiz,
Sevgiye dostluğa açık,
Yüreklerimiz vardı.

Keşke her şey;
Yerinde dursaydı.
İnsanlık dostluk,
Eskisi gibi sade kalsaydı…

Celal Özdemir